ŞAİR-YAZAR VE EĞİTİMCİ N.KANUNCU SEÇKİNİN EPHİPHANİA(IŞIMA) ŞİİR KİTABI. YAYINLANDI!

 Eğitimci-Yazar ,Editör ve Şair Neslihan Kanuncu Seçkin  kendisine ait olan şiir kitabı”Ephiphania”yı yayınladı.

 Daha önce 28 Hataylı kadın yazarın öyküsünün bulunduğu çalışmayı  SOTERİA’yı yayınlayan Şairin şimdilerde ise Şiir kitabı ile okuyucunun karşısına çıkmış bulunuyor.Merkezi Ankarada bulunan,Kloros yayınevinde basılan kitap Hatay ve Antakya gerelinde dağıtıma başlanmıştır.Kitabın Önsözünü yazan Yaşar UĞURLU kitap için şunları söyledi:

Neslihan Kanuncu Seçkin 1968 Yılı, Antakya doğumlu, evli, iki erkek ve bir kız çocuğu annesidir. Üç torun sahibidir. Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu, Rehber Öğretmen ve Aile Danışmanıdır. Sırasıyla; İnşaat, Çocuk gelişimi, Hukuk,Adalet bölümlerini bitirmiştir. Halen Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü öğrencisi olup bir rehabilitasyon merkezi/okulunda Rehber Öğretmen olarak görev yapmaktadır. İlgi alanları ile ilgili pek çok sertifika programına katılmıştır. Doğa ve hayvan dostu olan Seçkin amatörce kanun çalıyor ve masa tenisi oynuyor.

Hatay Down Sendromlular ve Engelliler Dernek Başkanı olup toplumun dezavantajlı kesimine yönelik sosyal sorumluluk çalışmalarını yapan, eğitimci ve yaşam rehberidir. Hatay Sevgiye ve Şefkate Muhtaç Çocukları Koruma Derneği, Hatay Psikologlar Derneği, Affan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyesidir.

Yazın hayatına şiir ve öykü yazarak devam etmektedir. Şiirleri değişik dergi ve kitap seçkilerinde yayımlanmıştır. Yüreğe Dokunan Kadınlar adlı öykü serisinde öyküleri yayımlanmış olup Nadya Teyze adlı öyküsü 4. Mansiyon ve O Evin Işıkları Yandı adlı öyküsü 5. Mansiyon ödülüne layık görülmüştür. Yayıma gönderilecek kitap dosyalarının editörlüğünü yapmaktadır. Halen bir öykü kitabı, Hatay’da söylenen Ha ha / zılgıt araştırma ve kitap okuma, yazma edebiyat atölye çalışması yapmaktadır. Hataylı kadın öykü yazarlarının öykülerinin bir araya geldiği Soteria / Hatay’da ve Hayatta kadın adlı öykü ortak kitabını hazırlamış, ve yayımlanmıştır.

Derler ki, her gün yeniden kurulur dünya ve her şafak yeni bir hayatın başlangıcıdır.

Şiirine kanını, canını ve bütün benliğini katmış şairleri okumak aynı zamanda şairin hayatını okumaktır. Cemal Süreyya’nın da dediği gibi “Şairin bütün hayatı şiire dâhildir.”

Neslihan Kanuncu Seçkin’i şiirlerini okurken onun çocukluğunu, gençliğini, aşklarını doğduğu ve yaşadığı Antakya’nın dar sokaklarını, çarşılarını, esnafın Antakya şivesi ile sohbetlerini bulacaksınız.

Neslihan Kanuncu Seçkin’in bu ilk şiir kitabında kelimeleri özenle seçtiğini, imgeleri bir doğum sancısı gibi kurduğunu, şiir dilini çok iyi kullandığını gördüm. Şiir yapısında kendine özgü bir kurmaca oluşu şiirimize yeni bir soluk, temiz bir nefes getireceğini düşünüyorum. Şiirlerini ilk kez okuyacak olan özellikle gençlerin onu çok seveceklerine inancım sonsuzdur.

Bir ülkede yasaklar artıyorsa, çağımıza ters düşen gelenekler hala sürüyorsa ve edebiyatımızda ve şiirlerde erkek egemenliği devam ediyorsa; kendini başkalarıyla karıştırmayan, yardımsever, yüreği merhamet ve sevgi dolu elindeki bir lokma ekmeği paylaşabilecek erdeme sahip Neslihan Kanuncu Seçkin’in şiirlerinden de payınızı almayı öneriyorum.

          Şairinden önce şiirleri ölmüşlerin kitaplaştığı bir dönemde böyle cesurca yürekli bir başlangıç yapan Neslihan Kanuncu Seçkin’i yürekten kutluyor sevgilerimle okurunun çok olmasını niyet ediyorum dedi.

Şair,Neslihan Kanuncu Seçkin kitap için,Ne güzel tanımlamış. Her karanlığın içindeki aydınlığı görmeye çabaladım hayatım boyunca. “Aralanan her kapıda vardır bir güzellik. Açarsan.” Diyerek başlamak istedim ben de. Hayat; başı belli sonu belli olmayan bir yoldur, bizler de yolcu. Yolculuğumuzu nasıl geçireceğimiz ve tamamlayacağımız kısmen bizim seçimimizdir. Ben çalışarak, okuyarak, yazarak, çizerek, dans ederek, şarkı söyleyerek, spor yaparak, farkındalıkla geçirmekteyim. Yol bana müsaade ettiği sürece şiirlerim, öykülerim ve aktarımlarımla yolculuğa devam edeceğim. Yazmak, başlı başına yaşam kaynağım, yaşam özümmüş. Okumadan ve bir şeyler yazmadan geçen günü eksik sayıyorum. Daha önce keşfedememişim,geçen günü eksik sayıyorum. Daha önce keşfedememişim.

Lise öğrenimimde sözlü notumu düşük verdiği anda arkasından koştuğum edebiyat öğretmenim, öğretmenler odasının kapısında, “tren kaçtı” demişti. Lise yıllarımın tek kırık notuyla kalemimi de kırmıştım, ikmale kaldım. Yıllar sonra arkadaşımın ricasıyla, onun şiir kitap dosyalarını düzenlerken uyanışım gerçekleşti ve tekrar yazmaya başladım. Yazdıkça eksiliyor cümleler. Beğenmemeye başlıyorsunuz.

Hamdım, pişiyorum dedirttikçe yazmak; dert oluyor, dermanı içinde. Mutfakta bir yemek pişirir gibi. Tadına, tuzuna, baharatına bakarak. Yemek piştikçe, çay demlendikçe, şarap kaldıkça güzelleşir diye düşünürken, “Ölüm saatini bilseydik, keşke yapabilseydim diyeceğiniz neler var?” diye kalemimden akan bir sorunun cevabı, toparlayabildiğim dosyamı kitaplaştırmama yol verdi. Bu kapıdaki güzelliği araladım naçizane. İçimden geldiğince, çoğunu kaybederek ya da kaydederek, heyecanla paylaşarak önce kendime daha sonra çevreme iyi geldim. Umarım duygularınıza dokunabilirim diyor.Kitapta aşk,sevda,memleket içerekli 63 adet şiir bulunuyor.

Neslihan Kanuncu Seçkin,Şiirin yanı sıra öykü yazmakta ve Antakya Halk Kültürlerini derleyerek katkıda bulunuyor.Halen bir okulda öğretmenlik yapan şair son yılların başarılı,üreten,yaratan,araştıran ve genç edebiyatçılar yetiştirmektedir.Şairi Toplumsal Muhalefet Gazetesi olarak kutluyor ve başarılar diliyoruz.Kitapta yeralan bazı şiirlerden örnekler veriyoruz.

 ANTİOCHİA

Terk edilmişlik canlarından bezdirmiş olmalı.

Başıma devrilecek sanki ahşap evler,

Kim bilir altından kimler geçti kimler.

Ne aşklar yaşadı koca gövdeli ağaçlar,

Ne fiskoslara şahit oldu şu taş sokaklar.

Bir de köşe başında zuğaybe* çeşmeler,

Suyunu kana kana içtiğim, doyamadığım…

Bir yol alır gidersin, Asi boyunca

Başın dönüverir sularına bakınca,

Toprak var, can var, hayat var

Selam durur nehre parktaki koca ağaçlar.

Orontes*, dünyanın eşsiz nehri

Sarı sularının suçlusunu arar

Ey ki tuttuğunu yutan balık,

Senin ters akman neye yarar.

Binlerce yıl sırtlanmışsın tarihi

Daphne'yi, Apollo'yu, St.Pieree' yi,

Havrayı, camiyi, kiliseyi,

Hahamı, imamı, rahibeyi,

Çanı, ezanı, hazzanı.

Ah, her köşen başka bir aşk kokar

Bilemedik kıymetini be Antakya.

DAĞ ÇİÇEĞİM

Nergis zamanı,

Cennet kokacak her yer.

Sevdiğim, sevdiğimiz nergis

Bir soğandan, toprak anadan doğan,

Şehrimi heyecana boğan.

Hardal sarısı, miskiye ardından.

Konuşturacak dağları bir zaman.

Çiçekleri anlatacak.

Theon’u, Apollon’u, Libanus’u

Dağlar kızı Reyhan’dan öte,

Sümbülden beri.

Itır ıtır, buram buram,

Çok konuştum, bir sussam.

Ben sussam, sen gelsen

Misk gibi koksam, koklasam.

ÖP GEÇSİN

Herkesin vardır gizlediği bir yara,

Bu yara öpsen de geçmeyecek.

Ve ben seni asla affetmeyeceğim.

Günaydın sevgilim,

Her şeye rağmen günün aydın.

Açtığımda gözümü yoksun yanımda

Ama olsun…

Kapattığımda hep yanımdasın ya!

Bin şükür.

Biliyorum ki bir sabah

Yanında uyanacağım,

Ve gözlerine bakarak

Günaydın diyeceğim.

Dudağına bir öpücük kondurup

Ardından koca bir pazarı,

Sarılıp sana miskin miskin öldüreceğim.

Şimdi yoksun,

Ama olsun…

U/mutluyum halen

Gelecekteki pazarlardan.