“HATAY’IN YAZAR VE ŞAİRLERİ”

     KİTABI ÜZERİNE

Erhan PALABIYIK

Gazeteci-Yazar-Araştırmacı                                                                            

M. Adil Çetin Hocayla, Antakya Atatürk Parkı içindeki Harf Sahaf ve Kitabevi’nde karşılaştığımızda çaylarımızı içerken derin bir kültür, sanat ve edebiyat sohbetlerimiz olur. Hoca kendisine gelen yeni kitaplardan, dergi ve gazetelere kadar bana da getirir okumamı sağlar. Yeni çıkan eserler de Adil Hocaya gelir zaten. Kendisi bu işlerin Hatay bölge bayisi gibidir.

Yine bir gün sohbet esnasında “Hocam, hazırladığın Hataylı yazarlar kitabı ne oldu, bildiğim kadarıyla 5-6 yılı geçti hazırlaman, ne zaman basılacak evde kalmış kız gibi oldu bir kısmeti çıkmadı mı basmak için” dedim, gülüştük. Her zaman öyle heyecanlı bir sohbet ve tartışmamız olur ki geriden dinleyenler bunlar şimdi kavga edecek diye bize merakla bakarlar ama biz her zaman olduğu gibi ayrılırken dostça, kardeşçe vedalaşır gideriz.

Adil Hoca:

- Erhacığım yakında basılacak merak etme, yüzlerce isime yer veriyorum, kolay değil biraz daha sabır, kitabı hazırlamaya başlayalı 8 yıl oldu ama basıldığında güzel bir eser ortaya çıkacak sen de beğeneceksin, dedi.

Ben de:

- Hocam bu kitap sanırım mahşere kaldı, 8 yılda basılmayan kitap ne zaman basılacak diye biraz da tahrik edici sözler söyledim ve eğer bu kitabın basılırsa -herhalde benim ömrüm de bunu görmeye vefa etmeyecek- seni bu parktan alıp taa Köprübaşına kadar omzumda taşıyacağım, tüm Antakya basınını da çağırıp haber yaptıracağım! dedim.

Adil Hoca:

- Sen öyle san bakalım, yakında yayınlanıyor mu, yayınlanmıyor mu göreceksin, bak omuzlarına binerim sözünü tut, vazgeçme dedi. Ben de söz hocam omuzlarıma alarak seni taşıyacağım, ben Anadolu çocuğuyum, sözümde her zaman dururum, dedim ama bir yandan da dalgamı geçiyorum hocayla, “Belki öbür tarafta görüşürüz, Antakya Köprübaşı olmaz da Sırat köprübaşı olur, o zaman da kitap yakında basılacak az kaldı son düzeltmeleri yapıyorum dersen şaşırmam” deyince ikimizde uzun bir kahkaha patlattık, çaylarımızı yudumlayıp kalkarken, “Erhancığım omuz kaslarını iyice güçlendir, biraz antrenman yap omuzlarına bineceğim göreceksin, sen yeter ki sözünde dur” dedi, vedalaşıp ayrıldık.

Ne zaman Adil Hocayla karşılaşırsak “Omuzlarına bineceğim, omuz kaslarını güçlendir esprisini bana yaptı, ben de hep Mahşerde hocam Mahşerde diyerek yanıt verdim, güldük geçtik. Bu şakalaşmalar telefonlarda bile defalarca tekrarlandı. Ortada kitap yoktu ben de dalgamı geçiyor şakalar yapmayı sürdürüyordum. Adil Hoca bu kitaba başladığından günümüze kadar sanırım tam 5 kitabı hazırlayıp okuyucuya sunmuştum. Adil Hoca son yıllarda kitaplarını HBB’ye yaptırıyordu, bunu bile espri konusu yapıyor paralar suyunu çekti HBB’de herhalde senin kitabı onun için mi yapmıyorlar diyordum. Adil Hocanın daha önceki kitabı olan “Hatay Kitapları” yine HBB’de basılmış mükemmel bir kitaptı!

1 Temmuz benim doğum günümdü, bir kamu kurumundaki işlerimi bitirmiş ve Yamyam Yılmaz Yıldırım’ın Harf Kitabevine demir atmıştım. Yılmaz’a her zaman takılır ve sevdiğim için de Yamyam diye hitap ederdim. Yılmaz son derece olgun davranır güler. Yılmaz Antakya’nın deneyimli kitapçısı ve bilgesidir, bilmediği bir şey 5 vakit namaz onu da bilir ama yerine getirmez, tüm dünyayı, gelişmeleri sıkıca takip eden birisidir.

Yılmaz oturduğu yerden yine her zamanki gibi herkese laf yetiştiriyor, kendisine takılan Reyhanlılara bilgece espriler yaparak yanıtlar veriyordu, birden bana dönerek: “Erhan abi Adil Hocanın yeni kitabı çıktı gördün mü” dedi. Ben de: “Ne kitabı Yılmaz, daha geçenlerde görüştük, kitap filan yoktu nereden çıktı kitap, yoksa Adil Hoca kitap yayınlayamayınca eski kitaplarını mı satıyor yoksa” dedim, güldük. Yılmaz bana: “Yok abi yeni kitap yayınlamış, bak karşıda naylon çantanın içinde duruyor bir bak” dedi.

Hemen kalkıp naylon çantanın içene baktığımda kitapları gördüm ve bir tane çekerek aldım, üstünde “Hatay’ın Yazar ve Şairleri, M. Adil Çetin” yazıyordu. Kitabın giriş ve önsöz bölümünü alelacele incelemeye, okumaya başladığımda, Reyhanlı bölümünde 550 ve 551. sayfalarda bana da yer verdiğini gördüğümde “Eyvah Adil Hocayla girdiğim iddiayı kaybettim, sözünü ettiğimiz kitabı bastırmış, vay uyanık hangi arada, hangi derede bu kitabı yaptırdın” diyerek içimden söyleniyorum. Aklıma birden verdiğim söz geldi: “Köprübaşına kadar seni omuzlarımda taşıyacağım, Antakya basınına da haber yaptıracağım” demiştim. Şimdi sözümü tutmalıyım diye kitabı karıştırmayı sürdürdüm. Hayatımda emin olmadığım bir konuda kolay kolay iddiaya girmem, ilk defa iddiayı kaybetmiştim, artık yapacak bir şey de yoktu. Hassalı Adil Çetin 1-0 öndeydi. İddiayı kazanmıştı.

Bu iddiaya girmeseydim, Adil Hocayı tahrik eden sözlerde bulunmasaydım belki bu kitap çok geç basılacak veya esprilere konu olan MAHŞERE kalacaktı. İyi ki iddiaya girmiş ve kaybetmiştim, sonuçta güzel bir kitabı kazanmıştık ya benim için bu önemliydi. Yemek sözüm de vardı. Omzumda taşımakla birlikte bir de bu adama yemek yedirip, güçlendirecektim, belki bir yeni kitap daha yapar da kültürümüze katkı sağlar diye!

İşte “Hatay’ın Yazar ve Şairleri” kitabının yayınlanma öyküsü böyle sevgili okurlar. Adil Hoca, sürprizleri seven bir insandı. Bir gün elinde bir kitapla Öğretmenevine gelmişti, baktım ne diye: Kendisinin derlediği “Her Gün Bir Fıkra” kitabı. Kızım Julia-Hevi bu kitaptan her gün bir tane fıkra okuyup bizi güldürüyordu, bize vitamin gibi geliyordu bu fıkralar. En son kitabı ise “Yazılı Kaynaklarda Hassa” kitabını edindim ve okudum ama özel nedenlerden dolayı da kitap hakkında bir yazı yazma fırsatım olmamıştı, Adil Hocam beni mazur görsün lütfen.

*

KİTAPTA YER ALAN YAZAR VE ŞAİRLER

ALTINÖZÜ:

Fatih BALTACIOĞLU, Murad DEMİRKOL, Yusuf DURAN, Yusuf GÜLER, Prof. Dr. Emin IŞIK, Prof. Dr. Mustafa KAÇAR, Abdurrahman KELEŞOĞLU, Selahattin SEVİM, Şakir ŞAHAN, Abdülbasit YAVUZ, İsmail ASLAN, Dr. Mehmet SILAY, Osman YILDIRIM, Mustafa AKYÜREK, Arif COŞKUN, Halil YILMAZ.

ANTAKYA:

Dr. Ahmet ACAR, Mustafa AKGÜL, Metin AKSOY, Nebihe AKSOY, Mehmet Ali AKYÜZ, Ali İhsan ALPER, Mehmet ALTINÖZ, Nedim ALTUNAY, Dâvûd-i Antâkî, Prof. Dr. Bülent ARI, Musa ARTAR, Nihat ASLANYÜREK, Prof. Dr. Semir ASLANYÜREK, Dr. Ali ATAHAN, Mehmet ATEŞ, Enver AYSEVER, Muzaffer AZAZİ, Naim BABÜROĞLU, Ali BADEMCİ, Jale BALCI, Mehmet BAYGIN, Ahmet BAYIRLI, Hakkı Bey, Ayten BİLECİK, Abdurrahman Bistami, Dr. Muhsin BOZ, Aziz BÜYÜKAŞIK, Prof. Dr. Şerefettin CANDA, Faiz CEBİROĞLU, Tülay CEMALİ, Cemile CEREB, Osman CEYLAN, Halit ÇELENK, Selim ÇELENK, Nuri ÇELİK, Gülbahar ÇOLAK, Selim DEMİRLİ, Fulya DOĞRUEL, Şen DOĞRUER, Nizamettin DURAN, Prof. Dr. Lütfi DURAN, Dr. Mehmet Ali EDİBOĞLU, Mehmed Rüşdü Efendi (Antakyalı), Ali Efendi, Mustafa Remzi Efendi, Süleyman Efendi, Ali İ. ERBAŞ, Ali GÜNAY, Yahya HARBALİOĞLU, Yrd. Doç. Dr. Süleyman HATİPOĞLU, Sadık Ayhan İPEK, Mehmet İdo İSMETOĞLU, H. Şeyh Mehmet İSTANBULLU, Mithat KALAYCIOĞLU, Süleyman KARANLIK, Mehmet KARASU, Nedim KAYMAKÇI, Fatma Filiz KOÇAK, Mehmet Haşmet KOLAĞASI, Nuri Aydın KONURALP, Bekir Sıtkı KUNT, İhsan KUTLU, Antakyalı Mahmud, Dr. Abdurrahman MELEK, Prof. Dr. İsmet MELEK, Mehmed Molla (Vaiz Arab), Bülent NAKİB, Dr. Sadık NAZİK, Güney NUR, Arif Suavi OKAY, Elif OVALI, Ender ÖZBAY, Doç. Dr. Olcay ÖZKAYA, Zeki ÖZKAYA, Fatma ÖZYURT, Doç. Dr. Volkan PAYASLI, Nurhan SAĞLAR, Prof. Dr. Halil SAHİLLİOĞLU, Serdar Yılmaz SARAÇ, Zafer SARI, Selma SAYAR, Hamdi SELÇUK, Sinan SEYFİTTİNOĞLU, Kemal SÜLKER, Ekrem ŞAKİR, Fidan ŞANDA, Mehmet TANRIVERDİ, Mehmet TEKİN, Münire Mehtap TEKİN TARIM, Ahmet Faik TÜRKMEN, Ali ÜNAL, Dr. Rızkullah YAZIRLIOĞLU, Cemil YENER, Orhan YENİOCAK, Yücel YILMAZ, Prof. Dr. Cemal YÜKSELEN, Antakyalı Münif (Mustafa), Kamil AKDOĞAN, Vecihe AKDOĞAN, Onur ASLAN, Mehmet ATİLAY (TURABİ), Nevra ÇAĞLAYAN, Mehmet GÖK, Burhan GÜNEL, Kemal KARAÖMEROĞLU, Necle KARATAŞ, Josef Hasek KILÇIKSIZ, Dr. Edip KIZILDAĞLI, Sevil MISIRLIOĞLU, Ahmet MSKİOĞLU, Nebih NAFİLE, Osman NAR, Adil OKAY, Süleyman OKAY, Murad OLGAR, Necdet ÖZKAYA, Mahmut ÖZKOCA, Engin SÜNER, Orhan TÜLEYLİOĞLU, Selahattin YARAR, Oğuz AKDOĞAN, Dolunay AKER, İbrahim Serhan ATAHAN, Dt. Celal ATAYURT KEYYALİ, Selamet BAĞCI, Ferit BAHÇECİ, Ahmet BAYRAKTAR (Oğuzhan DOKUZTUĞLU), Nurettin BELLUR, Yaser BEREKETOĞLU, Mehmet Şükrü BUĞDAYCIGİ, Utkun BÜYÜKAŞIK, Bedran CEBİROĞLU, Yekta ÇAĞLAYAN, Yusuf ÇALIŞKAN, Dr. Hayri DAVAS, Murat DEDE, Sedat DOĞAN, Nurten ERGİN, Özenç ESEN, Abdurazzak GEZER, Uğur GEZMEN, Mehmet GÜNEŞ, Hikmet GÜZELKOKAR, Şekip GÜZELMANSUR, Ümit Okay HAMURCU, Ruhsan İSKİFOĞLU, Çetin KALKAN, Yusuf Vahit KARAGÜLLE, Hasan KONÇ, Selim KULÜBECİOĞLU, Mahmut KURU, Faris KUSEYRİ, Ahmet MANSUROĞLU, Mert MENGİLLİ, Alev MERSİN, Cevhar İhsan MİSKİOĞLU, Dr. Timur ÖZER, Özcan ÖZGÜN, Mesrur SABAHOĞLU, Nesrin SARIGÜL, Mehmet Ali TÜRKAN, Meral TÜRKER, Mahmut VURAL, Dr. İsmet Tevfik YALAZKAN, Sabahattin YALKIN, Edip YEŞİL, Metin YILMAZ, Kasım YÜCEL, Arzu ZAFER ADIGÜZEL, Aydın ZEYFEOĞLU, Ferhat ZİDANİ, Mahmut Çetin ZORBA.

BELEN:

Eşref AZĞIN TÜRKERİ, Âşık Yusuf BAYIR, Meryem DÜŞER.

DÖRTYOL:

Gürsel AKBULUT, Merve AKYÜZ, Kadir ASLAN, Ünsal ATEŞOĞLU, Necdet EKİCİ, Hatice ELVEREN PEKÖZ, Fatih KARAHAN, Osman ONBAŞIGİL, Ömer ÖZEL, Mehmet Akif TERZİ, Yaşar TOKSOY, Abdurrahman UYGUR, Hatice YAKUT, Prof. Dr. Celalettin YAVZ, Emin CAN, Mustafa CENGİZ, Özkan ÇELEBİ, Ahmet HİNTOĞLU, Mustafa SÖYLEMEZ, Selçuk AKKOYUNLU, Azmi ÇELEBİ, Mehmet EKİCİ, Mehmet IŞIKOĞLU, Yasin İLTER, Ahmet KAHVECİ, Ünata ÖZTÜRK, Rıza Polat ÖZTÜRK (AKKOYUNLU), Ömer SAYIL, Ali TEMİZ, Sema TERZİ, H. Bayram TÜRKOĞLU.

ERZİN:

Adil BAYER, İbrahim EMİROĞLU, Mahmut SARAL, Mehmet AĞIRGAN, Usulet GÜNER, Ahmet ÖZSOY.

HASSA:

Prof. Dr. Celil ABUZAR, M. Adil ÇETİN, Doç. Dr. Hakkı ÇİFTÇİ, Erdoğan DEDEOĞLU, Halim DEMİRCİ, Abdullah GAZEL, Gülşen GAZEL, Hasan KOCAMANOĞLU, Mehmet OKCU, Zübeyir TIRAZON, Ahmet YANAR, Osman Baturhan YANAR, Doç. Dr. Yasin YILMAZ, Mehmet Recep ÇEBİŞLİ, Hüseyin FERHAD (HAMEŞ), Mehmet HAMEŞ, Zekeriye OKCU, Ebru ARI, İsa ÇERİ, Bilal DEDEOĞLU, Mehmet KARABEYOĞLU, Mehmet METO, Mahmut NACAR, Gülseren SARI, Muhsin ŞAHİN (Kul Muhsin), Necati TARAK.

İSKENDERUN:

Melike BOZOK İLGÜN, Sinan CİBAROĞULLARI, Dr. Vahid ÇABUK, Yahya GÜLGEÇ, Refik KİREÇÇİ, Ayla KUTLU, Kerim ÖZKAN, Prof. Dr. İskender SAYEK, Prof. Dr. Sefa SAYGILI, İlmiye Yasemin TÜMKAYA, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Kürşat TÜRKAN, Cevdet UYGUN, Recep YILDIRIM, Cemal YÜCEL, Burak Fazıl ÇABUK, Kaan Metin ÇELİK, Fahrettin DÖNMEZ, Semih ÖZKAN, Mehmet Fatin BAKİ, Onur KÖYBAŞI, Nisa LEYLA, Sertaç TEKDAL, B. Bestami YARAN.

KIRIKHAN:

Kamil AKDOĞAN, Prof. Dr. Ahmet ATAN, Dr. Hasan AYPARLAR, Fatma AYPARLAR, Prof. Dr. Murat BİKÇE, İsmet BOZOĞLAN, Turgay COŞKUN, Erol ÇALI, Hüseyin DİNCER, Prof. Dr. Şükrü ERSOY, Haydar ESKİ, Ali GÖÇMEN, Cemil GÖK, Sait ÖZDEMİR, Dr. Ahmet PAŞABEYOLU, İrem UZUNAY, Rahmi VARDI, Doç. Dr. Hüseyin YAYMAN, Yusuf YILDIRIM, Sefil Molla (İsmail Hakkı KONYALI), Mehmet ÇARDAK, A. Vasi KÖSE,Güray BARIN, Şükrü ÇANKU, İbrahim GÖV, Ferhat HALK, Âşık Mustafa İNCEDİL, Ömer KALDIRIM, Yaşar KARA, Hilmi KINALI, Yusuf LEK, Yahya Şükrü LELİK, Yusuf LELİK, Hüseyin UZEL.

KUMLU:

Mahmut KIRAÇ, Âşık Mehmet SAKAR.

REYHANLI:

Erdal ALTUNLU, Doç. Dr. Gürhan BAHADIR, Yrd. Doç. Dr. Sedat BAHADIR, Edip CANKAT, Safiye Cemre ELVER, Tülay FERAH, Prof. Dr. Hüseyin GÜFTA, Dr. Yahya KANBOLAT, Mustafa KARACA, Cemil MERİÇ, Mehmet MURSALOĞLU, Şemsettin MURSALOĞLU, Erhan PALABIYIK, Tayfur SÖKMEN, Ali ŞANVERDİ, Prof. Dr. Cemil Bedri ŞENVAR, İsa Erkan TÜMER, Ömer Hilmi TSEY, Abdurrahman TÜMER, Arif BERBEROĞLU, Niyazi BÖRKLÜ, Nuri ÇFT, Mustafa ERDOĞ.

SAMANDAĞ:

Sinan BEYAZ, Selma ERDEM, Nazlı GÜZEL, Kenan KAHLIOĞULLARI, Mehmet OKUYAN, Nuri SAĞALTICI, Şahiye SAY, Yusuf TAŞ, Erkan TUNCAY, Prof. Dr. Hasan Çağlar UĞUR, Hamide YİĞİT, Dr. Sezer YORGUN, İsmail ZUBARİ, Yuşa ARIŞ, İsmail Cem DOĞRU, Mehmet DOĞRU, Ayhan KARA, Şis ARIŞ, Aytaç BEYAZ, Seval BEYAZGÜL, Duygu ÇİVİ, Sinan DADÜK, Salim DİYAP, Hasan GİRİŞKEN, Dr. Bedir HATEM, Bahri LOŞ, Haydar NUR, Meryem Fehime ORUÇ, Müge SAKALLI, İsmail SÖNMEZ.

YAYLADAĞI:

Lütfü AKDOĞAN, Fatma Nur BENLİ, Abbas BİLGİLİ, Müslüm KABADAYI, Kadir OKTAY, Dr. Ülkü TECİMEN, Erdal TÜRKOĞLU, Prof. Dr. Mikdat YALÇIN, Nevfel Deniz YILMAZ, Nida YILMAZ, Recep BALCI, Murat KAHRAMAN, Yusuf ŞERİFOĞLU, Mevlüt TAMBAĞ, Mehmet Turan YARAR, Ali YÜCE, Bekir CILA, Fevzi DÖNMEZ, Mustafa Hakan DÖNMEZ, Abdurrahman KARA, Mustafa ÖNAL, Ali PARLAK, Zeynel Abidin PAYAS.

*

HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI DOÇ. DR. LÜTFÜ SAVAŞ KİTAP İÇİN ŞUNLARI SÖYLEDİ:

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş kitap için şunları söyledi:

“Hatay ilimize her koldan ve her alanda hizmet yapılmalıdır. Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak biz de görevlerimiz, yetkilerimiz ve sorumluluklarımız arasında olan büyük-küçük hizmetler yapmak için çaba sarfediyoruz. Her geçen gün daha iyi noktaya geleceğimize inanıyoruz. Oldukça geniş bir alana hizmet veriyoruz ki bu Hatay’ın tamamıdır. Her ilçemize, her mahallemize imkanlar ve aciliyet sıralamasına göre hizmet götürmek temel ilkemizdir. Mazeretlere sığınmadan her konuda ve her alanda hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Çözüm odaklı yönetim anlayışıyla hareket ediyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak her şeyi halkımızla paylaşarak yürütüyoruz. Kentimizin insanları çok eskiden beri birlik ve huzur içerisinde yaşamışlardır. Bugün de böyledir, yarın da böyle olacağına inanıyoruz. Gayretimiz bu yöndedir. Amacımız; insanımızın bu kentte rahat ve kaliteli yaşamasının devamını sağlayabilmektir. Hataylının birlik ruhunu daha da geliştirerek bu özelliğini geleceğe sağlıklı bir şekilde taşıyabilmektir.

Yapmakta olduğumuz hizmetlerimizden birisi de şüphesiz kültür ve edebiyattır. Kültür, her toplumun temelini oluşturmaktadır. Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları olarak Hatay kültür ve sanatına dair kitaplar yayımlıyoruz. Özellikle şehrimizle ilgili kitaplar önceliğimizdir. Her geçen gün Hatay’a dair her şeyi kayıt altına almaya çalışıyoruz.

Her değerimizin envanterinin çıkarılması gerekmektedir. Hatay’ın kültür değerlerinin yanı sıra Hatay’da yetişen birçok yazar ve şairimiz de vardır. Hatay’ın çok sayıda yazarı ve şairi bulunmaktadır. Yazar ve şairler kültür elçileridir. Geçmişimizi bugünümüze, bugünümüzü de geleceğe taşıyacak olan bu kültür elçileridir. Yıllardır Hatay’ın yazar ve şairlerini araştıran Sayın M. Adil Çetin, çalışmalarını sonunda kitap aşamasına getirdi. Biz de Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak Hatay’ın Yazar ve Şairleri adlı bu kitabı yayımlamayı uygun gördük. Bu kitabın yazar ve şairlerimizi kayıt altına almak açısından önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. İlimizde bulunan yazar ve şairlerimizi okuyucuların tanıması için bu kitap önemlidir. Bu vesileyle Sayın M. Adil Çetin’e de teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

*

HATAY’IN YAZAR VE ŞAİRLERİ KİTABININ YAZARI M. ADİL ÇETİN KİTABININ ÖNSÖZ’ÜNDE ŞUNLARI SÖYLEDİ:

“Antakya’da 4 Eylül 2013 tarihi itibariyle yıllardır eksikliğini hissettiğimiz bir dernek kuruldu. Derneğin kurucularından Sayın Ali Parlak, 5 Ekim 2013 Cumartesi günü akşamına TÜRKAV’da yapacağı toplantıya beni de davet etmişti. Bu toplantıda Sayın Ali Parlak, kurulan derneğin adının “Hatay Şairler Yazarlar Derneği” kısaca HAŞYAD ve amaçlarının da “Türkçenin doğru ve yaygın kullanılması bilincinin toplumda yerleşmesi ve gelişmesini sağlayacak faaliyetlerde bulunmak ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek amacı ile kurulmuştur. Dernek bu faaliyetleri kamu yararını gözeterek yapar. Yaşayan kelimelerin korunmasından yana olduğu gibi Türkçede karşılığı olan kelimeler yerine yabancı kelimelerin kullanılmasına karşıdır. İhtiyacı halinde alınan yabancı kökenli kelimelere kendi sesimizin verilmesinden yanadır. Dili, bir milleti meydana getiren en önemli unsur olarak görür. Türkçenin yaygın kullanımı konusunda yapılan bütün çalışmaları destekler, imkânlar dâhilinde katılır. İlimiz tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkar ve dokusuna uygun tanıtımlara öncülük eder.” olduğunu ifade ederek, dernek olarak neler yapılabileceği konusunda biz katılımcılardan da görüşlerimizi istedi. Sayın Ali Parlak’ı dinlerken, Sayın Mehmet Tekin’in 1993 yılında hazırlamış olduğu ve dönemin Hatay Valisi Sayın Utku Acun’un o dönemin İl Genel Meclis Üyesi rahmetli babam Ali Çetin’e armağan ettiği, Hatayla ilgili yazı ve şiirleri ihtiva eden Hatay Antolojisi adlı eserin Sunuş yazısında yazar Sayın Mehmet Tekin’in şu cümlesi aklıma geldi: “Böyle bir antolojiden sonra belki ilk yapılması gereken şey, Hatay’ın edebiyat tarihini yazacak olanlara kaynak olabilecek biyografi çalışmalarını hızlandırmaktır. Bu çalışma on yıl sürdüğüne göre, belki bir on yıl da biyografilerin hazırlanması sürebilir. Ama hiç olmazsa geleceğe daha bol ve güvenilir malzeme bırakabiliriz.”

Bu toplantıda söz alarak şunları söyledim: “Öncelikle bu derneğin kurulması çok iyi bir teşebbüstür. Sizlere teşekkür ediyorum. Bu dernek Hatay’daki şairleri ve yazarları toparlayacak, onlara bir çatı oluşturacak, onlara destek çıkacak bir oluşumdur. Bu dernek, öncelikle Hatay’da ne kadar yazar ve şair varsa ilçe ilçe bir listesini oluşturmalıdır. Bir envanter yapılmalıdır. Bir dergi kanalıyla şair ve yazarlarımızın ürünlerini yayınlayarak kalıcılığını sağlamalıdır. Her liseden en az bir yetenekli öğrenciyi tespit ederek onun gelişmesine, yetişmesine ön ayak olmalıdır. Yeni yetişecek şair ve yazarlara atölye görevi yapmalıdır. Burada genç yetenekleri yönlendirmeli, onlara rehberlik yapabilmeli, şiir ve yazılarını dergide yayınlayarak onları teşvik edebilmelidir. Dernek, şair ve yazarlarımızın ürünlerinin kitap haline getirilmesinde yardımcı olabilir. Valiliğin, kaymakamlıkların, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve iş adamlarının bu kitapların bastırılmasında destekleyici olmaları hususunda aracılık yapabilir.”

Bu vesileyle hemen araştırmaya başladım. Hatay’ın en az bir kitabı yayımlanmış ne kadar yazar ve şairi varsa önyargısız ve hiçbir ayrım yapmadan -ayrım gözeterek yapanların bakış açısı ile bakmadan- listesini oluşturmaya çalıştım. Akabinde yazar ve şairlerin özgeçmişlerini hazırlamaya başladım. Unuttuğumuz, ulaşamadığımız isim muhakkak vardır. Hatta ısrarla istememe rağmen bana özgeçmişini, kitabını veya kitabının kapak fotoğrafını vermeyen, göndermeyen de oldu. Kitaptaki yazar ve şairlerin bir kısmı hayatta değil. Bazıları yurt dışında veya Hatay dışında yaşıyor. Çoğu ile birebir yüz yüze görüştüm. Uzakta olanlarla telefonla irtibat kurdum. Hepsinin kısa özgeçmişlerini hazırladım. Sonunda en az bir kitabı yayımlanmış yazar ve şairlerden oluşan “Hatay’ın Yazar ve Şairleri” kitabı meydana geldi.

Bu çalışmaya başladığımda Hatay büyükşehir statüsüne geçmemişti. Dolayısıyla Hatay’ın o zaman 12 ilçesi vardı ve köyler de mahalle olmamıştı. Yaptığım tasnif 12 ilçe üzerinden oldu. Dolayısıyla Defne Antakya’nın, Arsuz İskenderun’un ve Payas da Dörtyol’un içinde değerlendirilmiştir. İlçeler alfabetik sıraya göre dizilmiştir. Yazar ve şairler ilçelere göre gruplandırılmıştır. Önce yazar sonra yazar-şair ve daha sonra da şair sıralaması yapılmıştır. Her grup içerisinde yer alan isimler soyadının alfabetik sıralamasına göre sıralanmıştır.

Bana bu çalışmada yazar ve şair ismi vererek, kitap temin ederek, özgeçmiş göndererek yardımlarını esirgemeyen değerli dostlarım; Mehmet Tekin, Nebih Nafile, A. Vasi Köse, Kadir Aslan, Ali Parlak, Erhan Palabıyık, Serpil Korkmaz’a ve bu kitabın yayımlanmasını sağlayan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Doç. Dr. Lütfü Savaş’a teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

*

M. ADİL ÇETİN KİMDİR?

17.04.1958 tarihinde Hatay’ın Hassa ilçesinde doğdu.

İlkokulu Hassa’nın Aktepe nahiyesinde, Ortaokulu Antakya ve Kırıkhan’da, Liseyi de Kırıkhan’da okudu. 1976 yılında Adana Eğitim Enstitüsü Matematik bölümüne kayıt yaptırdı. Sonra naklini Bursa Eğitim Enstitüsü’ne aldırarak 1980 yılında Bursa Eğitim Enstitüsü’nden Matematik Öğretmeni olarak mezun oldu. 1997 yılında Anadolu Üniversitesi’nden Matematik Lisans Tamamlama Diploması aldı.

1982 yılında Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Muğla’da matematik öğretmeni olarak meslek hayatına başladı. Muğla’dan sonra Kayseri’de ve Kahramanmaraş’ta öğretmen ve yönetici olarak görev yaptı. Yozgat ve İstanbul’da hizmet içi eğitimlere katıldı.

1983 yılında Erzincan’da kısa dönem askerliğini yaptı.

1992 yılında Sağlık Bakanlığı’na geçerek, Hatay ili Kırıkhan Sağlık Meslek Lisesi’ne matematik öğretmeni olarak atandı. Hem öğretmenlik hem de okulun sekiz yıl Müdür Yardımcılığını yaptı.

1999 yılında Hatay İl Sağlık Müdür Yardımcılığına atandı. 2003 yılında Antakya Devlet Hastanesi’ne Müdür Yardımcısı olarak tayin edildi. 2004 yılında mahkeme kararıyla tekrar Hatay İl Sağlık Müdür Yardımcılığına döndü. 02 Kasım 2011 tarihli ve 28103 Mükerrer Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. Geçici Maddesi ile Hatay “İl Sağlık Müdür Yardımcısı” iken “Araştırmacı” kadrosuna geçirildi. Ancak aynı kararname gereği bir yıl süreyle İl Sağlık Müdür Yardımcılığı görevini devam ettirdi.

Ulusal ve yerel ölçüde değişik dergi ve gazetelerde sosyal ve kültürel konularda köşe ve dizi yazıları yayımlandı. Antakya’da yayımlanan “Ülkem” dergisinin “İnceleme Grubu”na dahil edildi. İstanbul’da yayımlanan “Hatay Aylık Kültür ve Keşif Dergisi”nin “Yayın Danışmanları” arsında yer alarak yazılar yazdı. Antakya’da yayımlanan “Gökekin Kültür Sanat Edebiyat Dergisi”nin “Danışma Kurulu”nda ve yazarları arasında olup Editörlüğünü de yapmaktadır. Antakya’da yayımlanan “Güneyde Kültür Fikir ve Sanat Dergisi”nin “Danışma Kurulu”nda bulunmaktadır. Gerçek isminin yanında değişik mahlaslarla da yazılar yazmaktadır. Yayımlanmış birçok kitaba editörlük yaptı.

Ortaokul yıllarında başladığı pul koleksiyonunu devam ettiriyor.

Aralık 2015 tarihinde Hatay Fotoğraf Sanatçıları Derneği (HAFSAD)’da Temel Fotoğraf Eğitim Semineri’ne katılarak sertifika aldı. Amatörce fotoğraf çekiyor.

Dernek, sendika, kooperatif ve vakıf gibi cemiyet faaliyetlerinde yönetici olarak bulundu.

Halen HAŞYAD (Hatay Şairler Yazarlar Derneği) ve İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) üyesidir. İLESAM’ın Hatay İl Temsilcisidir.

Evli ve Alihan adında bir çocuk babasıdır.

M. Adil Çetin’in Yayımlanmış Kitapları

1- Yönetici Nasıl Olmalı?, Bilgeoğuz Yayınları, Haziran 2006

2- Bir Öğretmenin Notları, Ufuk Ötesi Yayınları, Mart 2007

3- Türkeş İçin Ne Dediler?, Bilgeoğuz Yayınları, Aralık 2008

4- Hayat Levhaları, Bilgeoğuz Yayınları, Temmuz 2009

5- Derin Sözler, Berikan Ofset-Matbaacılık, Eylül 2010

6- Bayraklaşan Şiirler, Antakya Belediyesi Kültür Yayınları, Mart 2013

7- Hatay Kitapları, Hatay Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Mayıs 2015

8- Her Gün Bir Fıkra, Murat Sabah Basım Yayın, Nisan 2016

9- Hayat Dersleri, Murat Sabah Basım Yayın, Mayıs 2016

10- Yazılı Kaynaklarda Hassa, Akdeniz Ofset-Sürekli Form, Mayıs 2019

11- Hatay’ın Yazar ve Şairleri, Hatay Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Mart 2021

Editörlük Yaptığı Bazı Kitaplar

1- Kır Çiçekleri/Zekeriye Okcu (2015)

2- Kendi Penceremden Memleket Meseleleri/İsmet Bozoğlan (2015)

3- Ellerim Tuşlara Tutsak/Ali Parlak (2016)

4- Aşka Kefen Biçilemez/Hasan Konç (2016)

5- Dil Demindeyken/Prof. Dr. Fuat Odabaşıoğlu (2018)

6- Yankı/Zeynel Abidin Payas (2018)

7- Dört Mevsim Güz Oldu Bana/Hüseyin Celil (2018)

8- Kalemden Hasret Sızdı/Muhittin Alaca (2018)

9- Yaşamın Perdesini Aralayan Öyküler/Nevra Çağlayan (2018)

10- Peki Kimdir Bu Veteriner Hekim?/Prof. Dr. Fuat Odabaşıoğlu (2018)

11- Deli Sevdası/Eşref Azğın Türkeri (2019)

12- Annem ve Ben/Yekta Çağlayan-Nevra Çağlayan (2019)

13- Yürekler Dile Geldi/Ortak Kitap (2019)

14- Canlar Özü Atasözü/Prof. Dr. Fuat Odabaşıoğlu (2019)

15- Çayımda Yâr Demlenir/Zeynel Abidin Payas (2020)

16- Veteriner Hekimle İbadet/Prof. Dr. Fuat Odabaşıoğlu (2020)

*

 HATAY’LI YAZARLAR VE ŞAİRLER KİTABI İÇİN GÖRÜŞ ÖNERİ VE ELEŞTİRİLERİM:

Kitapla ilgili görüş ve düşüncelerimi, eleştiri ve önerilerimi yazarak okuyucuya ve Adil Hocama ışık tutmak istiyorum, dilerim yararlı olur.

- Hatay’ın Yazar ve Şairleri kitabı, Hatay’ın Anavatana katıldığı günden bu yana, yani 1939’dan beri yapılan alanında tek ve eşsiz, harika bir yapıttır. Özgün bir yapıt olma özelliklerini barındırdığı için geleceğe ışık tutacak önemli bir çalışmadır.

- Kitabı iyice incelediğimde Hatay’ın tam 393 Yazar ve Şairine yer verildiğini gördüm. Böylece ilk defa Hatay’ın önemli ve büyük bir edebiyat potansiyel varlığı ortaya konulmuştur. Birbirini hiç tanımayan, görmeyen, bilmeyen, yaşayan veya vefat eden 393 insan bir araya getirilmiştir. Bu birbirinden değerli ve güzel insanlar birbirlerine kitabın sayfalarında “Merhaba” demişlerdir. Kitabın hazırlanmasında gösterilen çabaya karşın biyografisini vermeyen, kitabını göndermeyen insanların da olduğunu öğrendiğimde çok üzüldüm ve şaşırdım. Keşke onlar da önyargıları, kibir ve gururu, yenerek bu çalışmada yer almış olsalardı diye düşündüm. Dilerim ikinci bir baskıda onlara da yer verilir, böylesi çalışmalarda insanlar bazen illegal, büyük adam, gizemli adam rollerini oynayıp yer almıyorlar, sonradan çalışma ortaya çıktığında pişmanlık sergiliyorlar, bunu ben de kitap çalışmalarımda sıkça yaşadığım için yakından biliyorum.

- Kitap bir “EBEBİYAT ENVANTERİ” olmuş durumda, bu alandaki boşluğu Adil Hocam doldurarak geleceğe güzel bir eser bırakmıştır. Bu nedenle tarihi özellik ve özgünlük içermektedir bu kitap.

- 393 edebiyat elçisi insanımızı ilk defa kamu yöneticileri bir arada görmüş olacaklar. İlimize atandıkları günden bu yana hiçbir kültür, sanat ve edebiyat adamına randevu vermeyenler ve küçümseyenler, hor görenler sanırım bundan sonra nasıl büyük bir yanlış yaptıklarını göreceklerdir. Bu kitap onların kör gözlerine parmak olacak ve açacak, aydınlığı görmelerine vesile olacaktır.

- Kitapta yer alan 393 insan aynı zamanda aydın nitelikleri taşıyan, Hatay’a, ülkemize sahip çıkan, yazan, çizen, sürekli üreten, düşünen insanlardır. Bunu iyi değerlendirmek ve analiz etmek gerekmektedir, nitelikli ve saygın insanlarımızdır.

- Kitabın kapağı okuyucular tarafından en çok eleştiri konusu oldu. Hatay’a ve yazar, şairlere yakışır bir kapak beklerken HBB’nin reklam panosuna dönüşmüş, rengi ve hangi yer olduğu belli olmayan bir fotoğraf kapak yapılmış. Kitabın kapağına Hatay’ımızın tarihi, kültürel ve doğal değerlerini koyabilirdik. Ülkemizde ve dünyada bizi tanıyanlar hangi değerlerle tanıyorlarsa o değerleri kitap ve dergilerde, belgesellerde kullanmak zorundayız. Dilerim ikinci bir basımda bu göz önünde tutulur. Daha güzel ve cazibesi yüksek fotoğraflar kullanılır, kitabın içindeki fotoğraflar kapaktan bin kere daha güzel ve albenili bir durumda. Bu konuda Yayın Danışmanı ve HBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Ülkü Tecimen Hanımı eleştiriyorum. Kitaba yakışmayan bu kapak yeniden değerlendirilmeli ve bir sonraki kitaplarda yine aynı hassasiyet gösterilmelidir.

- Sağın demokratı ve aydını özelliklerini taşıyan M. Adil Çetin, tüm önyargıları, şartlanmışlıkları, dar kriterleri aşarak gerçekten objektif bir kitap hazırlamış ve bizlere sunmuştur. Bazı ideolojik saplantıdan kurtulamayan, hep dinazor kalmış, kendi düşüncelerini doğru olarak görmüş zavallıları da bu vesileyle şaşırtmayı başarmıştır Adil Hoca.

- Bu kitap bana göre Hatay’da “YILIN KİTABI”dır. Bu vesileyle kitabı basan HBB ve diğer kamu kuruluşları, kültür kurumları M. Adil Çetin Hocayı bir törenle ödüllendirmelidirler. Bu ülkenin ve Hatay’ın değerleri yaşarlarken ödüllendirilmeli ve takdir edilmelidirler. Bu uygarlığı ve nezaketi bizim yöneticiler gösterebilecekler mi acaba?

- Kitapla ilgili olumlu ve olumsuz görüş ve düşünce, önerilerimi sizlere aktarmak istiyorum.

Örnek: Hatay’da uzun süre sürgün yaşamış ve hikayeler yazmış, günlükler tutmuş ve bunları gazetelerde, kitaplarda yayınlamış olan (benim gibi) Refik Halit Karay’a neden yer verilmemiştir? Yine ayrıca gerek ülkemizde gerekse de dünyada en çok tanınan ancak Hatay’da fazla tanınmayan gazeteci-yazar-sosyolog, bilim adamı Prof. Dr. Yalçın Küçük ve gazeteci, İnsan Hakları Aktivisti Ayşe Nur Zarakolu’ya da yine yer verilmemiştir. Onlarca kitabı olan Filozof Cemil Meriç’e de daha fazla yer verilebilirdi. Bu eksiklikler de ikinci baskıda dilerim ortadan kaldırılır. Kitap eşsiz ve şaheser bir yapıt olmuş ama bu eksiklikleri de bir aydın olarak vurgulamalıyım.

- Kitapta ille de Hataylı olmak kriterine yer verilmemiş, Hatay hakkında yazılar yazar ve kitaplar hazırlamış edebiyatçılara yer verilmiştir. Bu yelpaze daha da geniş tutulmalıdır. Refik Halit Karay Hataylı olmamasına karşın Hatay’ı en iyi anlatan bir yazar ve aydın insanımızdır, bu insanı görmemek olmaz, sürgün yaşadığı dönemi en iyi anlatan birisidir, ben de 1997 yılından bu yana Hatayla ilgili binlerce günlük tuttum ve tutmaya da devam ediyorum, bu bir yabancı insanın Hatay’a ve insanına bakış perspektifini yansıtır, kimseler yoğurdum ekşi demezken bizler olumlu ve olumsuzu bakışlarla yazıp, çiziyoruz, ancak aydınlanma böyle olur. Eksiklikleri, hataları kapatarak bir yere varamayız, ille de birilerinin eleştirel bakması gerekmektedir. Bazı arkadaşlar yaşadıkları yerleri hiç kusuru olmayan bir toplum gibi anlatıp aktarıyorlar ve işte yanılgıya da böyle düşüyorlar, kimseler bunların yazdıklarına itibar etmiyorlar zaten, yaşadığımız coğrafyayı ve toplumu olduğu gibi tüm çıplaklığı ile insanlara aktarmak zorundayız, sübjektif bir bakış kör ve yanıltıcı bir bıkıştır!

- Adil Hocanın hazırladığı kitapta olan ve yaşayan insanlarımız bu yıl Hatay’da yapılacak olan EXPO’21 FUARI’nda bir araya gelerek etkinlikleri renklendirmelidirler. HBB kendi adamlarını çağırarak, diğerlerini görmezden gelme alışkanlığından vazgeçmelidir.

- M. Adil Çetin, EXPO’21’de yılın ONUR KONUĞU SEÇİLMELİDİR! Bunu çoktan hak etmiştir. Bu konuda edebiyat mafyası olan ve bu işleri ranta dönüştüren birkaç sahtekâra fırsat verilmemelidir.

- Bu kitap 15 ilçenin tüm potansiyelini bir araya getirmiş bir çalışmadır. Şimdiye kadar herkes kendi ilçesini yazıp, çizerken Adil Hoca bu önyargıyı kırmış ve herkesi gönül bahçesinin güzelliklerinde bir araya getirebilmiş ender insanlarımızdandır. Sezar’ın hakkını da Adil Hocaya vermek gerekir diye düşünüyorum. Birleştirici, bütünleştirici ve herkesi kucaklayan bir özelliğe sahip olan yazar M. Adil Çetin’in emeği inkâr edilmemelidir. Yaşarken insanları ödüllendirmek, onurlandırmak gerekir.

- Kitapta bir tek kitabı yayınlanıp, ömür boyu yan gelip yatan kendisini ormanların kralı sananlara da yer verilmiştir. Ben olsaydım onlara yer vereceğime birkaç eksik olsun derdim. Bunlar salt reklam için kitapta yer almışlardır, yoksa hiçbir etkinliğe katılmayan, yazmayan, üretmeyen tiplerdir bu saydıklarım. Adil Hocanın gözünden kaçmış bu kurnazlar. Bir kitap yapıp yazar, şair statüsü kazandım havalarında olan tiplerdir, dilerim ikinci baskıda bu asalak edebiyatçıları tarar Adil Hocam. En az bir kitabı yayınlanmış olma şartını koyduğu için yayınlanmış kitabı olmayan ama sürekli yazan birçok insana yer verilmemiştir. Yazan insan nerede ve nasıl, ne yazarsa yazsınlar Yazar statüsü kazanmışlardır, öyle insanlarımız var ki binlerce, on binlerce sayfa dolusu gazetelerde yazmışlar ancak, bir kitap bastıramamışlardır. Şimdi bu adama senin kitabın yok seni yazar saymıyor muyuz diyeceğiz? Öyle bir şey olmaz bu adam yazardır bunu da kitaba almak gerekir.

- Hatay’ın Yazar ve Şairleri kitabı tam bir kaynak kitabı niteliğindedir. Bu eser Türkiye’nin birçok kütüphanesinde yer almalıdır ve alması sağlanmalıdır.

- Kitabın Künye sayfasında şöyle bir saçma sapan yazı yer almaktadır: “Bu kitabın tüm yayın hakları Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne, içerisindeki tüm sorumluluk yazara aittir.” Bu ne demek oluyor acaba? Kitap benim ama içendeki yazarlara ve şairlere kefil değilim, yazılarına katılmıyorum ve kabul etmiyorum! Kitapta yasadışı bir şey varsa ilgili kurum ve birimler zaten gereğini yapacaklardır. Ancak böylesi keyfi ve kapitalist bir mantıkla, sömürücü bir anlayışla kitabın içindeki yazarlara kefil olmaman senin ne kadar basit ve tutarsız olduğunu ortaya koymaz mı acaba? Şimdi burada akıllara şu soru geliyor: İçeriğine kefil olmadığın ve inanmadığın insanların kitabını neden basıyorsun HBB?

- M. Adil Çetin, iyi bir araştırmacı olmakla, iyi bir derlemecidir aynı zamanda. Objektifliğini yitirmeyenlerdendir. Aynı zamanda çevresine güven veren, samimi davranan, tutarlı bir insandır. Kalemini Hatay ve insanlarımız için kullanıp, değerlendiren değerli bir kalemdir. Böylesi insanlara her zaman olduğu gibi sahip çıkmalıyız ki bizlere bolca ürünler, eserler verebilsinler. Yaşadığı hassas coğrafyaya her zaman saygı gösteren ve insanlarıyla barışık olan bir karaktere sahiptir M. Adil Çetin. Bu insanı anlamak için de tüm eserlerini iyi okumak gerekmektedir. Bu kitapta edebiyatı tekelinde sanan bazı zavallılar hiçbir şey yapmadıklarını somut olarak görmüşlerdir. Adil Hoca farklı bir çalışmaya imza atarak kendisini bir kere daha kanıtlamıştır, diğerleri ise şuranın, buranın kuyrukçuluğunu yaparak rant peşinde koşmaya devam etsinler. Elbette bir yazarı onure ederek ona sahip çıkmalıyız ancak övgüyü hak etmeyenlere de övgü yağdırmak bana göre insanımıza ve edebiyata zarar verir. Ben eleştirmekle birlikte güzel yanlarını da gören bir açıdan bakmaya çalışıyorum. Hatay’da birçok sanatçı çıkmış ama ne yazık ki bir ELEŞTİRMEN çıkmamıştır. M. Adil Çetin, kitap tanıtım ustasıdır. Hatay Keşif dergisinde ve değişik gazetelerde yüzlerce kitaba yer vermiş, tanıtmıştır. Bu da Hatay’da ilklerdendir. Kitap, gazete, dergi, Tv’lerde eleştirmenlik yapan kimseler yoktur, sadece tanıtım yapanlar vardırlar. İlimizde bir eleştirmen yetiştirmemiz gerekmektedir, var olanlara da fırsat tanıyıp programlara çağırmalıyız ki yazarın, sanatçının eksi ve artılarını ortaya koysunlar. Eleştirmenlerin var olmadığı yerlerde keçiler kendisini Mehmet Çelebi sanarak yanlışlarını sürdürüyorlar.

- HBB’den LS ile hiçbir zaman yıldızımız barışmasa da yiğidi öldür ama hakkını yeme sözüyle hareket ederek, eleştirmekle birlikte LS’nin böylesi güzel bir kitabı bastırmasından dolayı kendisini ve tüm ekibini kutluyorum ve daha çok kitaba yer vermesini diliyorum. Kültürel altyapı tamamlanmadan, ekonomik ve toplumsal kalkınma olmaz, olsa da eksik kalır ve tekrar başa döneriz. LS’nin şimdiye kadar yaptığı en güzel hizmet böylesi önemli ve güzel eserlere yer vermesidir. Adil Hocama hep takılıyorum, “Hocam bizler LS’ye sol adına oy veriyoruz ama ne hikmetse sizlerin tüm kitaplarını basıyorlar” diyorum.

- Yıllarca çalışıp emek veren ve bu kitabı bizlere hediye eden M. Adil Çetin Hocama tüm arkadaşlar adına binlerce teşekkür ediyor, başarılarının sonsuz olmasını diliyor ve kendisine saygılarımı sunuyorum. İyi ki varsın M. ADİL ÇETİN! diyorum. Bana gelince de yüreğimde taşıdığım ve her zaman saygı duyduğum, çalışmalarını beğendiğim, teşvik ettiğim, yardımcı olmaya çalıştığım M. Adil Çetin Hocamı omuzlarımda taşımak benim için onur ve gurur olacaktır. Değerli üstadım nice güzel kitaplara diyerek saygıyla, dostlukla selamlıyorum sizi...